28 Ocak 2017 Cumartesi

19

Naber kuzen, sana biraz içimi dökmek istiyorum. Belki beraber toplayabiliriz .Azer Bülbül'ün dediği gibi yüzümüz gülmedi bizim. Ne yaptıysak veya ne yapmadıysak yüzümüz gülmedi. Kendimi başkalarıyla kıyaslamak istemiyorum. Yani o salaklığı yapmak istemiyorum. Yalak, yavşak ve karaktersiz olmak. Benim karakterime uygun değil. Neyse bunların neticesine koyayım. Mutlu olamıyorum kuzen. Ne yaparsam yapayım mutlu olamıyorum. Gece başımı yastığa koyup tavana bakıp düşünmek istiyorum ben bugün mutlu olmak için ne yaptım demek istiyorum. Ama olmuyor yapamıyorum boş boş duvarlara bakıyorum, elimden bu geliyor.Biliyorum güzel bi giriş yapamadım.



Geçen haftalarda 19 yaşıma girdim. Ölüm artık yavaş yavaş yaklaşıyor diyelim.19 yaşıma gireli 1 ay oldu. Fark ettiğim tek şey; herkesin siktir git, mesafesinde olmasıydı. İnsanların yüzünü daha hızlı tanıma fırsatım olduğu  için bu kanıya vardım siktir git ! çok güzel küfür değil mi kuzen ?

Ben siyahın bedene bürünmüş haliyim.Bu siyahlığın insanların zenci olup olmamasıyla uzaktan yakından ilgisi yok. Tamamen dünyaya bakış açısıyla ilgili. Dünyadan ne kadar uzaklaşırsan, o kadar noktalaşır. Ben; kendimden o kadar uzağım ki, aslında yokum.

Ölüm bir acı mıdır ? Ya da birini öldürmek ne denli büyük bir acının sonucudur ? Evet, Bazen bir gidişi gerçekten büyük bir acı olabilir. Herkesin acısı, kendisi kadar.Acıdım ben. Bazen sokak çocuklarına, bazen çok beklemekten acıdım, acıyım. Acıdığım bu dönemler de, kimse beni muhafaza etmiyor. Kapalı bir oda verdiler bana. İçinde evreni yarattım. İçimde acı yarattım. Acı; bir kadının reglsi olabilir, bir annenin evladının ölmesi,  bir babanın; çocuğu para istediğinde elinin boş olması,
bir adamın; bir kadın tarafından aldatılması gibi. Kimse, kimsenin acısını dinlemez, sadece kendininkine  benziyor mu diye bi bakar, geçer.


Acı; bir Sezen Aksu şarkısında ciğerlerin söküle söküle içtiğin sigara,  Neşet Ertaş'la biten otuz beşlikler. Bu kadar acı işte her şey. Bir Tanrı kadar yalnız kalmak, bir üniversite dolusu bomboş insan içinde.  O kadar boşlar ki, tüm dolmuşluğum taşsa dolduramaz.  Bunun bir acı olduğunu çevremde ki herkes kendine bir familya bulup, üreme mevsimini beklediğinde fark ettim.  Emrah Serbes şöyle bir söz iliştirmiş  kitabına; "...tecrübe ıstıraptır güzelim..." Bu arada ıstırap, acı ile aynı anlamı taşır.

Hiç yorum yok: